Sosyal medyada okuduğum, beğendiğim kısmen Ankaradan web sayfasında yayımladığım yazıları daha kalıcı olması ve sonra da okunabilmesi için bu sayfayı oluşturdum. En güncel yazı için yoldurum.com/anindex.php#misafir
Arıları ve sinekleri ağzı açık bir şişeye koymuşlar. şişenin taban tarafını ışığa doğru, Açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştirmişler. Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru ilerlemiş . Ama şişenin tabanı kapalı olduğundan dışarı çıkmayı başaramamışlar. Bu arada sinekler, şişenin ağzına doğru doluşmuşlar ve dışarı çıkıp karanlıkta kaybolmuşlar. Karanlık tarafta bulunan şişenin açık ağzına doğru tek bir arı bile gitmemiş...!!!!! Camın önünde ışığa doğru çabalamaya devam etmişler. İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor. Ancak daha derinlemesine düşününce; Karşımıza anıt gibi dikilen bir yaşam tarzı ortaya çıkıyor.... A. Einstein e göre arılar olmazsa, insan yaşamı 4 yıl sonra son bulur... Arılar nerede, hangi çiçek ile besleneceğini bilen, yüzlerce kovan arasında kendi kovanını bulabilen, Ve o kovanın yüzlerce peteği arasından kendininkine yumurtlamayı hiç şaşırmadan uygulayabilen bir canlıdır... Ve bu olağanüstü canlı Nasıl olur da şişenin ağzını bulup çıkamaz değil mi? Kuşkusuz Işığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır... Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyeceklerdir... Ve bu uğurda da gerektiğinde ölmeyi göze alabileceklerdir. Sinekler ise karanlığa doğru sıvışan kaçaklardır. Hiç umursamadan Karanlığa doğru yürüyenlerdir. Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak, bencil varlıklardır. Sadece kendi yaşamları değerlidir. Nerede yemek varsa, nerede rahat yaşayacaklarsa, nerede çok para kazanacaklarsa oraya giderler. Değerlerin bi önemi yoktur.... Arıyı kovalamak isterseniz o kaçmaz, sizinle savaşır. İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır. Ve değerleri için ölür. Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler terkettikleri yere... Mikrop taşıyan ayaklarıyla ezerler; yaşadığımız her yeri... Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar. Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler. Üöplüklerde, tuvaletlerde, bataklıklardaâ?¦ Onlar için yumurtalarını bırakacakları yerin bile hiç önemi yoktur. Sinek olup karanlığa mı? Arı olup aydınlığa mı? Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara, insanca değerler yaratma adına mücadele edenlere ve ışık saçanlara selam olsun!..
HARUN KOLÜAK
HAYATTAN ÜğRENDİKLERİM 1.Bölüm 26.05.2020
*Geniş ve rahat olmayı öğrendimâ?¦ Ülümün dışında hiç bir şey göründüğü kadar önemli ve acil değilâ?¦
*Coşkulu ve neşeli olmadığım zaman, bunun hiç kimsenin suçu olmadığını ve gülümsemem gerektiğini öğrendimâ?¦
*Cesur olmayı; değilsem bile öyle davranmayı öğrendimâ?¦ Nasıl olsa, aradaki farkı kimse anlamıyorâ?¦
*Cazibemle 15 dakika idare edebildiğimi, ama ondan sonra mutlaka bilmem gereken bir şeyler olduğunu öğrendimâ?¦
*Hiç kimsenin sır saklamadığını öğrendim!â?¦ Üünkü herkes, â??birine söylemek ihtiyacıâ? hissediyorâ?¦
*Yanıtını bilmediğim ve emin olmadığım konularda â??Bilmiyorumâ? demenin daha faydalı olduğunu öğrendimâ?¦
*Ağzımı kapalı tuttuğumda, fazla hata yapmadığımı öğrendim!â?¦
*Başarıya çıkan bir â??asansörâ? olmadığını, tırmanmak gerektiğini öğrendimâ?¦
*İnsanların bana sadece, -benim izin verdiğim şekilde- davranabildiklerini öğrendimâ?¦
*Kıskançlığın, mutluluğun düşmanı olduğunu ve â??mutlu olmak için başkalarına güvenmeâ?nin sonsuza kadar hayal kırıklığı getirdiğini öğrendimâ?¦
*İnsanların kendinden daha az başarılı insanlarla, başarısını; mutsuz insanlarla da mutluluğunu konuşmaması gerektiğini öğrendimâ?¦
*Başkaları için olumsuz düşünüp acımasız ve kırıcı olanların, aslında güçsüz kimseler olduğunu ve sevgiyi sadece güçlü insanların bildiğini öğrendimâ?¦
HARUN KOLÜAK
HAYATTAN ÜğRENDİKLERİM 2.Bölüm 31.05.2020
*İnsanlara artık kızmıyorumâ?¦ Üünkü, hayatlarında hataları, sorunları, mutsuzlukları olan insanların, karşılarındakileri kendi yerlerinde görmeye çalıştıklarını öğrendimâ?¦
*â?Ben bu hatayı nasıl yaptım?â? demek yerine, en mükemmel düşünenlerin bile hata yapabileceğini; önemli olanın, ders alıp yinelememek olduğunu ve yeni hatalardan daha az zararlı çıkmayı öğrendimâ?¦
*Hayattaki en önemli çözümün, neyin â??önemliâ? olduğuna karar verip gerisini çöpe atmak olduğunu öğrendimâ?¦
*Beni eleştiren, bana bir şeyler söyleme yetisini kendinde bulanlara , â??CEVAP VERMEMEâ?yi öğrendimâ?¦ Üünkü bu tartışmanın hiç bir zaman bitmeyeceğini de öğrendimâ?¦
*Sadece â??ders almakâ? için arkama bakmayı, sadece â??yüksek sesle düşünebilmekâ? için sorunumu bir başkasına anlatmayı öğrendimâ?¦ â??Üözümâ? için değilâ?¦
*â?İmkânsızâ? diye bir şey olmadığını, çok istediğimde imkânsızı elde edebildiğimi, asıl savaşı kazanabilmek için â??küçük çarpışmaları kaybetmeyiâ? göze almayı öğrendimâ?¦
*Zamanı ve sözleri, dikkatsizce kullanmamayı öğrendimâ?¦ Üünkü geri alamıyorumâ?¦
*Ne kadar çaba harcarsam harcayayım, bazılarının mutsuzluk için her zaman bir â??nedenâ? bulabildiğini öğrendimâ?¦ Artık çabalamıyorum!
*Ünemli olan şeyin, başkalarının benim hakkımda ne düşündükleri değil; benim kendim hakkındaki düşüncelerim olduğunu öğrendimâ?¦
HARUN KOLÜAK
HAYATTAN ÜğRENDİKLERİM 3.Bölüm 06.06.2020
Kendimi yargılıyorumâ?¦
*â?Affetmek ve Unutmakâ?â?¦ Eğer güçlüysen başarabildiğini ve kin tutmanın beni rahatsız ettiğini öğrendimâ?¦
*Nerede ve ne şartlarda olursa olsun, yaşadığım yeri güzelleştirmeyi öğrendimâ?¦
*Sürekli â??BEN DÜRÜSTÜM, BEN DOğRUYU SÜYLÜYORUM, SEN FARKLISINâ? diyenlerden kuşkulanmayı öğrendim!â?¦
*Durum ne kadar vahim olursa olsun, soğukkanlılığımı yitirmemeyi, gülümsemeyi; her şeyi negatif ve kötü düşünen, mutsuz olan insanlardan ayrı kalmayı öğrendimâ?¦
*Beni kızdıran birine cevap vermeden önce, 10 saniye düşünmeyi, nefes almayı ve kendime sakinleşmek için zaman tanımayı öğrendimâ?¦
*Bugünkü her üzüntümün ve her acımın, benim yarınki mutluluğumu hazırladığını öğrendimâ?¦
*Yapmak istediklerimden asla vazgeçmemeyi, büyük düşlerin gerçeklerden daha güçlü olduğunu ve â??başarmanın en kısa yoluâ? olduğunu öğrendimâ?¦
*â?Kaybedecek neyim var?â? demek yerine , yaşadığım her şeyde â??kazanacak çok şeyim var!â? demeyi öğrendimâ?¦
*Hayatı, gereğinden fazla ciddiye almamayı öğrendimâ?¦
*En önemlisi de, kendime gülmeyi, kendimle eğlenmeyi, kendimi sevmeyi öğrendim!
HARUN KOLÜAK
GÜLRENGİ (Facebook)
VALİ ÜÜKERSE DEVLET ÜÜKER ;
Yıl 1986.
Başbakan Turgut Üzal Malatyada bir miting düzenliyor.
Partinin miting otobüsü Malatya meydanına geliyor. Turgut Üzal otobüsün üzerine çıkıp konuşacak. Protokol gereği kendisini karşılayan Malatya Valisi Naim Cömertoğluna "Gel sen de çık otobüsün üzerine benimle.."
Valinin "Efendim ben devletin Valisiyim, orada bulunmam uygun kaçmaz" demesi hiçbir işe yaramıyor ve Başbakanla birlikte otobüsün üzerine çıkmak zorunda kalıyor.
Otobüsün üzeri kalabalık! Meydandakiler Üzalı aşağıdan bakınca göremiyorlar. Meydandan otobüse doğru "Üök, çök, çök" sesleri duyulmaya başlıyor.
Üzal yanında duranlardan çömelmelerini istiyor. Birkaç kişi böylece çöküp çömeliyor.
Üzal bu kez yanında duran Vali Naim Cömertoğluna sesleniyor. Elinde mikrofon var, söylediği bu sözleri binlerce insan duyuyor.
"Vali Bey. Sen de çök. Üömel şuraya."
Vali Beyin sesi aynen şöyle:
"Sayın Başbakanım, ben devletin Valisiyim. Vali çökmez, Vali çömelmez. Vali çökerse devlet çökmüş olur. İzin verirseniz ben aşağıya ineyim..."
Valinin bu sözleri duyulunca meydandaki kalabalıktan İnanılmaz bir alkış kopuyor.
Vali Naim Cömertoğlu aşağıya iniyor.
Yıl 2013
Gazetelerde bir ölüm ilanı çıktı:
â??Kırklareli, Kahramanmaraş, Mersin, Eskişehir ve Malatyada uzun yıllar yaptığı valilik süresi boyunca her zaman HÜKÜMETLERİN değil, DEVLETİN valisi olan Naim Cömertoğlunu kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyizâ?¦
ESAT ÜOğAL
Nasıl allak bullak olduk böyle?
Birden her şey anlamını yitirdiâ?¦
Birden doğrular yanlış, yanlışlar doğru oldu.
İnsanlığa bir at sineği musallat oldu ki, istediğin kadar kaçâ?¦
Ensende hep.
Eşe dosta sarılamaz, elimizi uzatamaz olduk.
Ne hale geldik?
Kendi elini, kendi yüzüne süremiyorsun.
Yapılan planlar, kurulan hayaller uçtu gitti avucumuzdan.
Olması imkânsız işler oldu, iki ay önce anlatsalar inanmazdın.
Havadaki bütün uçaklar kuş gibi yere indiâ?¦
Oteller kapandı,
Maçlar iptal edildi,
Birkaç insanın bir arada olacağı her şeye kısıtlama geldi.
Otobüste sarılarak tutunduğun direğe, evdeki kapıların kollarına düşman gibi bakıyorsun şimdi.
Okullar kapandıâ?¦
Trenler durdu, yollar boşaldı.
Petrol sudan değersiz oldu.
Toplantılar, organizasyonlar, fuarlar, düğünler, kutlamalar toptan iptal oldu.
Ülsen cenazene gelecek insan bulamazsınâ?¦
Bir ay önce Üinli görsek yolu değiştiriyorduk, şimdi Avrupalıâ?¦
Turist rekorları kıracağız, pazarları artıralım derken, turist gelmesin diye bütün uçuşları durdurdukâ?¦
Her şey yalan oldu dostlarâ?¦.
Akşam çıkardığın kıyafetin bile düşmanın gibi.
Yeni dostların var artık: sabun, su ve yalnızlıkâ?¦.
Son alışveriş koşuşturmaları da bitince, birkaç güne camdan bakarız hayata artık.
Dini, dili, ırkı, memleketi fark etmiyor, ilk defa aynı gemide, süratle bir bilinmeze doğru gidiyoruzâ?¦
GÜLRENGİ (facebook)
BİTENLER
Evlerimizde...
Dört duvar arasında
Günlerdir haftalardır
Kendimize maruz kaldık...
Ve ilk kez bunu bütün dünya ile hep birlikte yaşıyoruz..
İlk kez... hepimiz... aynı anda...
İlk kez bütün dünya â??senin evinâ? gibi oldu
İlk kez gök yüzümüz böylesine aynı
Belki de ilk kez hepimiz böylesine olduğumuz gibi kalakaldık
Keşke şu anda şurda olsaydım bitti..
Amerikada okusam bitti
Avrupaya taşınsam ertelendi
İşlerim neden yeterince iyi değil bitti
Neden şöyle değilim bitti
Neden böyle olmuyor da bitti
Her şeyin tek bir cevabı olunca tüm sorular da bitti
Daha önemli bir şey her şeyin önüne geçti
Hiç görüşemiyoruz sitemleri bitti
Keşke yanında olsam bitti
Kimse beni sevmiyor bile bitti
Beklentiler cevapsız kaldıkça beklemez olduk
İlk kez hayatı el ele birlikte yürütebilmeyi öğreniyoruz
Yalnız olanlarımız da ilk kez kendine ne kadar kalabalık olduğunu
İlk kez tek başına olmanın o kadar da büyük bir kabus olmadığını gördü
İlk kez makyajlar silindi
Kostümler çıkarıldı
Zoraki dekorlar kalktı
Dışarısı için hazırlanmak
Dışarıya göstermek
Aslında dışarıya yaşamak bitti
İlk kez... hep birlikte... aynı anda...
İlk kez tüm oyuncaklar elimizden alındı
İlk kez kendimizi oyalamadan
İlk kez böylesine sıkılmayı
İlk kez böylesine yardım bulamamayı tattık
GÜLRENGİ (facebook)
İLK KEZ
Daha düne kadar çok değerli olan şeyler artık yer değiştirdi
İlk kez... hep birlikte... aynı anda
İlk kez dünyanın öteki ucunda farklı bir yaşam yok
İlk kez tüm sokaklar ve caddeler aynı
Restoranlarda buluşmalar, otellerde konaklamalar, birlikte seyahatler, grup aktiviteleri, dost meclisleri, kutlamalar, konferanslar, toplantılar...
İlk kez yoklar
İlk kez bambaşka bir şey öğretiyor bize hayat
İlk kez â??özlem gidermekâ? çarçur edilen bir his olmaktan çıktı
İlk kez â??dokunmakâ? alelade tüketilen bir şey olmaktan çıktı
İlk kez â??sarılmakâ? ne büyülü bir şeymiş anladık
İlk kez bambaşka bir şey öğretiyor bize hayat
İlk kez â??değerâ?in ne olduğunu belki de...
İlk kez â??önceliğinâ? ne olduğunu belki de
İlk kez â??evâ?in ne olduğunu
Hiçbir tercih yapma şansın olmadan gerçek â??tercihinâ? ne olduğunu belki de...
Evlerimizde...
Dört duvar arasında
İlk kez bugüne kadar belki de hiç sormadığımız sorulara maruz kaldık
Kimse ne zaman biteceğini bilmiyor
Kimse bundan sonrası nasıl olacak bilmiyor
Tek bildiğimiz hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak
İlk kez her şey her yerde yeniden başlayacak
Bize yaşatılan bu tuhaf dönemden sonra
İlk kez neye dönüşeceğimizi bilmiyoruz
İlk kez kimse kaldığı yerden devam edemeyecek
İlk kez belki de hiçbir şey bir daha bize bu kadar zor gelmeyecek
Üünkü belki de en zoru başarmak üzereyiz
İlk kez kim olduğumuzu anlamaya
Kim olduğumuzu sandığımızı bırakmaya
Ve asıl olduğumuz şeye dönüşmeye ilk kez bu kadar yaklaştık
Hep birlikte, Aynı anda.
SAFİYE ÜETİNKAYA
NEREDEN NEREYE ;
"Babaannem anlatırdı; "Asker gelir tarlamızdaki ekinimizin yarısına el koyardı. Üküzümüzü, ineğimizi vergi diye alırdı. Oysa biz elektriği, suyu, yolu olmayan bir köyde kendi yağımızla kavrulan bir avuç gariban insanlardık. Askerler gelecek diye korkardık. Tarlamızı sürdüğümüz son bir öküzümüz kalmıştı elimizde. Gelip onu da alacaklar diye hiç değilse çocuklarım yesin diyerek o yıl tek geçim kaynağımız olan öküzü kesmiştik" diye ağlayarak anlatırdı.
Rahmetli babaannemin bu günleri görmesini isterdim. Zira o hep askerler kapısına gelecek korkusuyla öldü. şimdi ise askerler yaşlı amcaların tarlalarını sürüyor. Elmalarını ilaçlıyor. Yaşlı insanların gönüllerini hoş tutmak için onların askerlik anılarını dinliyor. Sınır ötesinde ise tarih yazmaya devam ediyorlar.
Polis kapı kapı dolaşıp para dağıtıyor. Milletin erzağını evine getiriyor. Yetmiyor hani şu azgın azınlık olan 65 yaşını geçmiş bir herifin "alkolüm bitti, onu getirin" demesine bile "65 yaşına gelmişsin, bir ayağın çukura girmiş. Ne alkolü ya?" bile demeden sabır sınavı veriyor. Sağlık çalışanlarımız ise gerçekten destan yazıyor. Sabır ve metanetle "Biz bu hastalığın üstesinden geleceğiz" diyerek hastalara moral veriyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir dayanışmayı göremezsiniz. Ne kadar sevsek, ne kadar gurur duysak ülkemizle azdır..."
HASANALİ KAPTAN
KİMİN ORDUSU ACEP???
Dev ülkeler teslim bayrağını çekti. Nemrutlar firavunlar krallar saraylarına çekildi. Ağalar paşalar baronlar patronlar villalarına, Halk evlerine kilitlenmiş durumda. Karunlar servetlerini kaybediyor, "Üağdaş batı" tuvalet kağıdı kavgasında, Marketlerde yağma ve talan, İnsan, insandan kaçıyor. Bakışlar, soğuk ve korku saçıyor. Nasıl bir ordu ki hep azgın ülkeleri vuruyor. Üin, Amerika, İtalya, Fransa İngiltere ... Hey gidi "güçlü / yıkılmaz" devletler hey ! Sokaklar ölüm sessizliğinde. şaşkın ve çâresizce arayışlar ... Tıp ve eczaneler derman olamıyor. Artık ölüm uçakları çocukları vurmuyor. Mazlumlar nefes almış durumda. Zalim ve azgınlar ise ölüm korkusunda. Oysa alışmıştı dünya; Afrikada açlıktan inleyene, Yemende ölen ölene, Suriyede can pazarına, Filistinde kurşunlanan yavruya Üekirdek çerez eşliğinde, Kahkaha, eğlence gürültüsünde Artık ölüm emri vermiyor Mikrofonlu baronlar, Kravatlı canavarlar Hani nerede o sarhoş serseri zübbe gençler ?! Barlar, pavyonlar ve meyhâneler kapalı. Bir süreliğine temizlendi dünya. Birlikleri bozuldu. Kimse kimseye yardım etmiyor. Nato görünmez ordulara karşı kör ve sağır. Ne kimyasal silahlar, Ne teknolojik bombalar, Ne de yenilmez ordular Bir mikrop dünyaya meydan okuyor. Kimin askeri acep Kimin ordusu bu virüs Bak çocukları da öldürmüyor.
ENDER ALKOÜLAR
Bir azmıştık bir kudurmuştuk ki sorma...Evlenme teklif etti partisi...Sözümüz olacak ayyy organizasyon lazım... Nişan yapacağız mekanlar dolu hep... Düğünümüz var dış çekim için mekan bakıyoruz... Düğünümüz herkesin ağzını açık bırakacak bir düğün olsun da gelecek yirmi yıl kredi ödeyelim olsun varsın... Hamileyim cinsiyeti belli oldu partisi.. Doğurmadan bebek geliyor partisi...Sancım geldi çabuk paylaş...Bakın annesinin paşası, babasının varisi, evimizin prensi kaka yaptı... Bakıın börek yaptım... bakıın kahvaltı keyfisi... bakıın kumsalda ayaklarım... Makyajım nasııl... Ya tırnaklarım..
Üok kudurduk... ve dünya bize otur evde, şöyle sade bir hayat yaşa da şükretmeyi unuttuğun sağlığın, zamanın, abarttığın her mananın muhasebesini yap dedi. Yaşam tarzımızdan, konuşma seklimize kadar bir abartı, bir şımarıklık. Ne oldu o mütevazı Türk milletine..Herkeste bir yarış, şükretmeyi unuttuk.. Milyon dolarların olsa ne fayda; hadi gidelim tatile.. Avrupa mı, Asya mı.. İşte elini yüzünü yıkar oturursun evde. Dolapta kalanı pişirir yersin.. Lokantalarda yemek beğenmeyen, garson azarlayan, el kol bacak makyaj görüntüsünü paylaşanlara ne oldu? Bu bize büyük bir ders olsun..
Allah hepimizin yardımcısı olsun..
RİDVAN SARIYLDIZ
Ey bu okunan ezanların sahibi Yüce Rabbimiz. Sana sığındık. Kapına geldik. Ellerimizi semaya,dillerimizi duaya, gönüllerimizi şefkat ve merhametine açtık. Peygamberlerin, mazlumların ve muhtaçların dualarına icabet ettiğin gibi şu anda yaptığımız dualarımızı kabul eyle Allahım!Bizleri umduklarımıza nâil, korktuklarımızdan emin eyle Allahım! Bütün dünyayı kuşatan salgın hastalık karşısında bizlere inâyetini lutfeyle Allahım. Gazabından rızana, azabından affına sığınıyoruz. Bizleri muhafaza eyle Allahım! şu anda huzurunda ellerini açarak âmin diyen kardeşlerimizi, iki cihanda aziz eyle Allahım! Her daim mağdurların, mazlumların, gariplerin yanında yer almış; çaresizlere kucak açmış necip milletimizden rahmetini esirgeme Allahım! İlâhi Ya Rabbi! Hastalarımıza şifa, dertlilerimize deva, borçlularımıza kolaylıklar nasib eyle Allahım! Ya Rab! Bu zor zamanlarda, büyük bir özveri ile gece gündüz demeden çalışan başta sağlık görevlilerimiz olmak üzere tüm çalışanlarımıza yardım eyle Allahım. Bizlere taşıyamayacağımız ağır yükler yükleme Allahım!
İlâhi Ya Rabbi! Dünyada ve ahirette, mahşer gününde mahcup ve mahzun olmaktan cümlemizi muhafaza eyle Allahım! 25.03.2020